Yazıya başlarken İsrail’in komşusu olduĝu ülkeler arasında önünde devlet gücünün sahibi olduğu bir ordu yok!
Mısır var diyebilirsiniz, Mısır’ı başındaki adam koltuğunu ABD ve İsrail’e borçlu.
Suudi Arabistan’a hiç ağzınıza almayın, ben de kalemimin ucuna almayayım.
Daha anlaşılır olması açısından alışık olunan yazı diliminin dışına çıkarak planları ve olacakları madde madde sıralayacağım.
1- İsrail, askerinin az olmasından kara savaşını; ekonomik, sosyo psikolojik açıdan uzun süreli bir savaşı göze alamadığından, teknolojisini özellikle hava savunma sistemi olmayan Lübnan’a karşı uçaklarla füzelerle saldırır.
Burada iki amaç var, Hizbullah’ı ezmek veya Lübnan’la yapılacak bir anlaşmayla illegal örgüt ilan edip, Hizbullah’ı Türkiye sınırlarına doğru Irak ve özellikle de Suriye’ye YPG bölgesine atmak;
2- YPG Bölgesine çekilmek zorunda bırakılan iki ateş alrında kalan Hizbullah’ı teknolojik silahlarla YPG’yle yapacağı savaşta yok etmek veya İran’a, ABD ve İsrail’e sorun olmayacak yerlere kaçmaya zorlamak.
3- Hizbullah’tan sonra temizlenen Irak ve Suriye’yi besleyip büyüttüğü ABD’nin uşağı YPG’nin alanı haline getirmek.
4-Farkındaysanız gerek olmadığı halde İsrail tarafından Suriye’nin başkenti Şam’da bombalanıyor.
Ben bundaki esas amacı ileride önüne getirilecek isteklerin kabul edilmemesi olasılığına karşı ve yıpratma şimdiden bir gözdağı olarak görüyorum.
Bu bölgenin liderlerinin esas derdi ya iktidarların ya da rejimlerini devam ettirmektir.
O yüzden İsrail’in, İsrail’in teknolojisinden ezilip yok olmak istemeyen Lübnan’la ve halkının çoğu kaçmış yoksullukla boğuşan ülkesinde yıllardır küçücük toprak parçasında egemenliğini sürdüren, buna da dünden razı olan Esad’ın Suriyesi ile anlayacağını veya anlaşmak zorunda bırakılacağını düşünüyorum.
4-”Hizbullah, İran’a bağlı örgüt değil mi, o boş mu duracak” diyebilirsiniz!
İyi de İran’ın da derdi rejimini korumak; korurken en nispi kayıplar yaşamak.
Zaten, İran’la bu konularda anlaşıldığına inanıyorum.
Az buz nazlanacak olursa, yaptırımları kaldırıp, biraz para yardımları yaparak İran’ın ağzına bir kaç parmak bal sürerler olur biter.
Rusya gerçeği mi var diyeceksiniz; Ukrayna Savaşı başladığında yazmıştım; Zelinsky Ukrayna’sının görevi Rusya’yı zayıflatmak, sert bir şekilde yumruk göstermesini engellemek; Rusya ile de anlaşılır olur biter.
Bu da; birbirlerine ağır zarar verecekleri halde; birbirlerine zarar vermeden karşılıklı füze atışlarıyla liseli aşıkların mektuplaşması gibi cilveleşmelerinden belli!
Bize ne bunlardan hepsi bir yesinler birbirini diyebilirsiniz!
İşte burada durun!
Ben de durup, alışık olunan yazı dilime geçeyim:
Öncelikle sunu belirteyim,
Bu kararlar masalar etrafında toplanarak alınıp sahada uygulanacak olsa da;
emperyalistlerin masası varsa herkezin bir masası, bu masalarda karar alacak erkleri ve uygulayacak ordusu var.
Devam ediyorum;
Lübnan’da askeri üstümüze var, geçenlerde yapılan resmi açıklamayla Lübnan’daki askeri üssümüze takviyeler yaptık; Lübnan İle İsrail’in yaptığı anlaşmayla da üslerimizden çekilin diyecekler. Eğer çekilmezsek, lojistik destekten mahrum şekilde askerlerimiz birden fazla ateş arasında kalacak.
Bu birincisi tehlike, ikincisi ise farkında değilseniz de Lübnan’da 500.000 Türk yaşıyor, onları da kaderleriyle başbaşa bırakmak zorunda bırakılmaya çalışacaklar.
Bunun da çaresi var;
“Lübnan’daki askerlerimizi de, Türkleri’de Türkiye’ye alırız” diyenler de olabilir.
Esas tehlike bundan sonrası;
Yukarıdaki maddede de dediğim gibi
Devletleşmenin alt yapısının hazırlandığı YPG’ye Suriye ve Irak’ta alan açılacak.
Suriye ve Irak’ta da güney sınırımızda oluşturulmaya çalışılan teröristan devletini engellemek amaçlı bulunan ve bu oluşumun sınır bağlantılarını kesen üslerimiz, askerlerimiz, bize çalışan Suriye Kurtuluş Ordusu var.
Yukarıda da yazdım Şam da bombalanıyor.
Ne, ülkesindeki Türk Askerinden ne de Suriye Kurtuluş Ordusu’ndan memnun olan; kendi ülkesinden yönetiminin devamını isteyen Esad’a bunları ülkenden çıkar diyecekler.
Esad’a zaten birkaç parmak bal vermeye de gerek yok, sarayında uslu uslu otur ye, iç denmesi yeterlidir.
Hee, Esad’ın yeyip içecekleri için üç-beş cebine para koyarlar o ayrı!
Türkiye’ye Irak ve Suriye’den çıkması konusunda her türlü uluslararası baskıyı uygulayarak, Türkiye’yi emperyalistlerle siyasi alanda da mücadele etmek zorunda bırakırlar.
Peki Türkiye Suriye ve Irak’tan çıkar mı?
Bence çıkmaz, işte büyük tehlike burada başlıyor; çünkü çıkmaması demek YPG kısaca ABD ve İsrail ile savaşmayı göze alması demek, 20 sene sonrasını hesap eden Türkiye bence de savaşı göze alır Suriye ve Irak’tan çıkmaz!
Cumhurbaşkanımızın Seferberlik ve Savaş yetkisi alması da ivedi hareket etmek istemenin yanında neleri göze aldığımızın bir göstergesi
Peki, ABD, İsrail ve Emperyalistler Türkiye ile göze alamaz!
Bu yüzden de yumuşak geçiş politikası uygularlar!
Peki bu ne demek;
YPG’nin şu an elinde olan Kantonları birbiriyle sınır bağı olmasa da tek devlet mantığıyla tek yönetimle ki esas yöneten ABD ve Israil İngiltere olacak şekilde birbirine bağlarlar.
Bu arada, bu yönetime aç köpeğin kuyruk sallaya sallaya hafiften hafiften yanaştığı gibi Fransa’da aha bu devletlerin yanına yanaşır; Hollanda da boş durmaz.
Bu 5 sene içerisinde yaşayacağımız tehlikeler,
20 sene içerisinde veya sonrasında olacak tehlike ise;
Kantonları belirli bir süre sonra birleştirip, İran’dan da Türkiye sınırından toprak alacak şekilde teröristan devletini oluşturmayı planlayacaklardır.
Bu arada “İran niye toprak versin?” diye sorabilirsiniz.
İran, yıllardır PKK’nın türevi PEJAK’ı kullanıyor ve zaten Türkiye sınırına yıllardır PKK türevleri sivil yandaşları da yerleştirip sınrımizdqki İran topraklarını onların kullanımına verdi.
Kaldı ki resmi olarak vereceği topraklar da zaten Azerbaycan’dan zorla aldığı kullandığım kar dediği topraklar olduğundan yukarıda yazdığım gibi rejimin bu küçük toprak parçalarını vermek rejimin devamı için teferruat bile olmaz; hele hele emperyalistlerden önce yıkım önceliği kendisinden önce Türkiye alınmışsa!
Devam ediyorum;
20 sen sonra ve içinde demiştim;
İsrail’in nüfus yapısı herkesi Yahudi yapmaya, Yahudi mantığını yerleştirmeye yetmez, burada da teknoloji ve parasal güç ve bunlarla satin alinacak insanlar devreye girecek.
Zaten günümüzde bile satılan Ortadoğu iktidarların, veraset savaşları yürüten örgütlerin bol olduğu coğrafya da bu kirli oyunlara hizmet edecek yeni aktörler bulmak zor değildir. (Bizde bile yenilere yüzlerce MOSSAD ajanı olan imamın yakalanıp içeri takıldığını hatırlatırım)
Sonra;
Kantonlar birleşip teröristan devleti kurulunca, bir güzel her türlü silahla silahlandırlacak ve yeri zamanı gelince Avanjelik mantığın vadedilmiş toprakları da denilerek dini gazla da emperyalist mantık birleştirilerek Türkiye’den toprak istenecek.
Bu toprak isteği, içinde yüzlerce etnik grup bulunduran toplama emperyalist ama zengin devletlerin, ülkemizdeki sözde Kürt sorunu ile kaşınacak ve bu konuda içimizdeki satılık insanlarla da fazlasıyla propaganda yapılacak!
“20 sene sonra olacakları birak belki 5 sene sonrasını bile ben görmem, benden sonrası tufan bana ne!” diyenlere:
50 sene sonra da rahat etsin diye üstüne titrediğin çocuğun görecek!
“Çocuğumun 20 sene sonrası da beni ilgilendirmez” diyorsan;
20 senenin her bir günü de yarınlardan oluşuyor, nasil olsa da öleceksin;
Yarınında da ne olacağı belli değil, o yüzden yarının da seni ilgilendirmesin; bak benim demiyorum bu senin mantığınla madem yapabiliyorsun çek vur kendini ki yarını da sonrası da, 5 sene 20 sene sonrası da seni ilgilendirmesin!
Ne yazarsak ne söylersek söyleyelim, İlle de ille de banane diyenlere sözüm:
Toprağın altında veya üstünde bu yazdıklarımla ilgilenecek olduklarından;
Şu an için;
Bu yazdığım konularla ilgilenmeyenlerin ilgilendirmediği tarafları, veya ilgilendirdiği tarafının ne kadarıyla ilgilendirdiği benim ve benim gibilerin ilgi alanının ilgilendirdiği tarafı şu kadarcık ta bizi ilgilendirmesi gerektiği kadar bile ilgilendirmiyor!
Bizi ilgilendiren tarafı ise;
Öldükten değil 20 yıl, 500 yıl geçse, toprağın altında minnacık kemiğimiz bile kalmasa da;
İçinde olduğumuz toprağın hangi devlete, kaybolsa da kaybolan mezarının üstünde gezen postalın hangi devletin askerine ait olduğu, mezarıma yakın ve uzağındaki toprağın üstünde yükselen bayrak direğinin üstünde hangi ülkenin bayrağının sallandığıdır.
Sağlık, huzur, saygıyla kalın!
BARIN Hasan Alioğlu