Sahte bile olmayan üniversite ile ilgili yazdığım yazılar dahil, yüzlerce yazımı okuyan 50.000’den fazla okuyucularıma, beni iyi tanıyanlara ve Türkiye ile Azerbaycan İstihbaratına bırakıyorum.
HASAN BARIN
Sevgili dostar; Yazıma, başında Zengezur Üniversitesi’ne sahte üniversite dediğim için sizlerden en samimi duygularımla özür dileyerek başlayayım.
Çünkü;
Sahte olan vardır; sadece orjinal bile değildir;
Bu üniversite sahte bile değil!
Bu üniversitenin kurucuları ile konuştum; Azerbaycan Türkiye kaç yerden sordum böyle bir üniversite yok!
Beni öylesine bir gazeteci zanneden hata yapar ve yapıyor da!
Benim bir bilgiye ulaşmam yeterki isteyeyim sadece dakikalarımı alır.
Bir zamanlar Mehmet Ali Arslan’ın en yakınında olanlardan o kadar çok kişi tarafından aranıp, açtıkları nitelikli dolandırıcılık suçlaması, kurduğu partinin kişilerin haberi olmadan imza taklit edilerek sahte imzalanan kurulduğu dahil dava dosyaları, o kadar belge gönderildi ki inanın beynim döndü.
Hepsi de Türk Hukukunun arşivinde gerisi de hukukun işi.
Ha sonuçlanan ve Mehmet Ali Arslan’ın mahkum edildiği dava da var.
Şu yazdığı yalan aha belgesi diyemediler çünkü hepsi de doğru; sanki beni Türkiye Cumhuriyeti Azerbaycan ve üst kurumları tanımıyormuş gibi hakaretler; ha o hakaretler de sözde değil dedikleri kendi isimlerini yazmaları istendiği halde yazmadı, yazamadı.
Bundan başka yapacakları birşey de yok; çünkü olmayan üniversitenin belgesi mi olur!
Hasan Barın’ı arayan arayabilen yok, karşilarında paraya satılmayan, korkmayan, lafını esirgemeyecek Türkiye ve Azerbaycan’ın çok güvendiği tanıdiğı. yazdığına söylediĝine itimat edilen bir tip var karşılarında; o yüzden taktikleri baskalari tarafından bilinip bana söylendiği gibi başkaları tarafından baskı kurulup karalanmaya çalışılıyorum.
Ha öylemi;
Buyrun gelen 1
İlk yazımı hatırlayanlar bilir; bulamayacaklarımı zannedip inanmazsan üniversitenin rektörü Ali Bilgin’e sor diyorlardı ya.
Buyrun üç sene üniversitede görev yaptı denilen Ali Bilgin’in benim telefonuma attığı mesaj:
Dediğim gibi, bir kelimeme yalan diyemiyorlar ama ooooo ne hakaretler şerefsizliğim mi kalmadı daha daha neler.
Müslümanlığı bir kenara koyun, bir insan insana soyu sopuyla ilgili hakaret eder mi; eder mi?
Hele hele Ermenistanla ilgili onlarca yazısı devlet gazetelerine çıkan, TV’lere çıkıp Ermenistan’a veriştiren Hasan Barın’a;
Ermeni demedikleri kaldıydı o da dendi.
Ali Bilgin aradı bugün “Hocam siz Ermeni’misiniz, Mehmet Ali Arslan size Ermeni” diyor diye konuştu.
“Hocam, bana bir gönderin yazışmayı” dedim.
Önce güldüm, sonra beni yıllardır okuyan güvenen özellikle de Azerbaycan’daki okuyucularıma hakaret olarak algıladım.
Buyrun önce Prof. Dr. Ali Bilgin’in vhatsabına yazılıp sonra da Mehmet Ali Arslan tarafından alalacele silinen yazışmanın fotosu;
Uluslararası tanınırlığı, saygınlığı olan 3 sene once kurulduğu iddia edilen üniversite şimdiye kadar akademisyenlerine maaş veriyormuş, artık vermeye başlamış.
Aranızda; akademisyen olmasa da, babasının işleri de olsa bedavadan 3 sene çalışan veya çalışacak olan var mı?
Taktir hukuğun ve sizin de;
Var mı Hasan Barın’ın şu yazdığı yalan diye bir ifade; üstü kapalı da olsa Ali Bilgin benle bağlarını koparsın diye Bilgin’e tehdit ve rüşvet teklifi de var diye anladım.
Var mı yok mu sizin taktiriniz!
Gelelim sözlerine;
Benim Ermeni olmam veya benim yazdıklarımı bir Ermeninin yazması Mehmet Ali Arslan’ı aklar mı?
Bu bir, ikincisi ise;
Ben, Kütahyalıyım ve benim altı göbek atam e-devlette yazıyor ve belli!
Kisinin olmadığı yerde Gıybet etmek, hakaretvari cümle kullanmak insana yakışmasa da kolay tabi,
Önerim şu;
Benim soyumu bir kenara bırakalım, yabancı ülkeler dahil hiçbir akrabalık taşımadığım hatta hatta hiç tanımadığı köylülerimden olan 15.000 kişiden fazla köylümün herhangi birinin Ermeni kökenli olduğunun ispatı halinde ben Şerefsiz olmayı kabul ediyorum; peki ispat edemezsen sen ne olmayı kabul ediyorsun?
Hadi buyur!
Kim ne kadar Hans kim ne kadar Hasan kararını;
Öncelikle Türkiye Hukuku olmak üzere;
Sahte bile olmayan üniversite ile ilgili yazdığım yazılar dahil, yüzlerce yazımı okuyan 50.000’den fazla okuyucularıma, beni iyi tanıyanlara ve Türkiye ile Azerbaycan İstihbaratına bırakıyorum.
Mahkemeye açamadığıma gelince, mahkeme duvarı gibi o kadar yazmış dökmüşüm 50.000 okunmuş o ayrı da; “Hasan Barın mahkemeye veremiyor dediğin Ali Bilgin bile biliyor dava açtığımı.
Hamide, hakaret, daha küçük bir değer bulamadığım için 1 kuruşluk tazminat davası ve sözde üniversite ile ilgili suç duyurusu.
Vermek yerine hakaret etmeyi yeğleyerek uluslararası tanınırlık ve üniversitenin gerçekte olduğu ile ilgili sakladığınız belgeleri, YÖK’ten, Azerbaycan’dan, İskoçya’dan hemde mahkeme kanalıyla resmi olarak istetip, haklılığınızı ispatlamak beni de yalançı çıkarmak benden de trilyon trilyon tazminat istemeniz için sizlere güzel bir fırsat.
Böyle bir üniversite olmadığını kaç yerden teyit ettirdiğim için ben çok rahatım; peki sizin?
Mehmet Ali Arslan;
Hukuk karşısında dediğim belgelerle resmi olarak ispatlarsaniz sorun yokta;
Ben yazdıklarımın aksini ispatlayamazsanız hukuk ve parasını aldığınız üniversiteler karşısında konumunuz ne olacak, kaybettiğiniz davada 1.000 tl tazminat parasını bile ödemeyen siz (kazananın ismi var isim vereyim mi) üniversite kayıtı için aldığınız paraları hemen iade edecek misiniz?
Bundan önce yazdığım, Allah’ın karşısında insanları çıktığımda insanları niye uyanmadın niye kör sağır Şeytan oldun diye hesap sorulmasın diye yazdım, bu yazımıda bana güvenen okuyucularımın; bu olmayan üniversiteye kayıt olan ve olacakların, ilgili kişi veya kişilerin bana belge gösterecekleri yerde hakaret ve tazminat davama konu olan yazdıklarıyla sizlerin de bilgilenmeye hakkınız olduğuna inandığım için yazıyorum.
Bu yazımında; “Bak bu adam bizimle uğraşıyor ama haklıyız ki mahkemeye verdik” diyebilmek; anı kurtarmak, krizi yönetmek, kandirilacak insanları kaybetmemek amacıyla Mehmet Ali Arslan taraftan şahsıma açılan ve beni de gururlandırıp, onure ve kahkaha attıracak kadar mutlu eden davaya bu yazımında delil olması dileğimi sunar;
Algı ve yalanı ifşa edecek gene açtıkları davaya delil olacak bir yazımın daha olacağını müjdeler;
Öleceğimizi bildiğimiz halde, hiç öleceğimizi düşünmediğimiz Dünya’da;
Maddi manevi kazanmak için herşeyi mübah gören insanlardan uzak olmanız; hayatta doğru ve dürüst insanlarla karşılaşmanız duasıyla;
sağlık huzur diler; saygılarımı sunarım!
Hasan BARIN
Araştırmacı Tarihçi Gazeteci