Azerbaycan ordusu, Dağlık Karabağ’ı 28 yıl işgal altında tutan Ermenistan’ı sahada bozguna uğratarak, bu başarısını masada anlaşmayla taçlandırdı.
İşgal altındaki topraklar 44 gün içinde geri alınırken, Azerbaycanlılar, terk etmek zorunda kaldıkları topraklara yeniden dönecek olmanın sevincini yaşıyor.
Eskişehir’de “İlk Milli Helikopter Motorumuz TEİ-TS1400’ün Teslimi ve Tasarım Merkezi Açılış Töreni”nde konuşan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Azerbaycan ordusunun operasyonuna değindi.
“YERLİ VE MİLLİ SİLAH SİSTEMLERİMİZİN DE KATKISIYLA…”
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yurt içi ve sınır ötesinde icra edilen harekatlarda kazanılan başarılarda, Doğu Akdeniz’de ve Ege’de hak, alaka ve menfaatlerin kararlılıkla korunmasında ve TSK’nin dünyanın birçok coğrafyasında üstlendiği görevleri başarıyla yerine getirmesinde yerli ve milli imkanlarla üretilen silah sistemlerinin katkısının büyük olduğunu vurgulayan Akar, şunları kaydetti:
“Türk yapımı silah sistemlerinin etkinliği, yakın zamanda Azerbaycanlı kardeşlerimizin öz topraklarını işgalden kurtarma mücadelesinde de en açık şekilde görülmüştür. Kahraman Azerbaycan ordusu, ‘Tek Vatan Harekatı’nı büyük bir başarıyla icra ederek Karabağ’ı 30 yıldır devam eden Ermenistan işgalinden yerli ve milli silah sistemlerimizin de katkısıyla 44 günde kurtarmıştır. Bugün tüm dünyada yerli ve milli silah sistemlerimizin harekatın seyrine yönelik belirleyici etkileri konuşulmakta ve dikkatle takip edilmektedir.”
Azerbaycan ordusunun 27 Eylül’de başlattığı operasyonda 5 kent merkezi 4 kasaba ve 286 köyün kurtarılması üzerine Ermenistan yenilgiyi kabul etmiş, işgal altındaki Ağdam, Laçın ve Kelbecer illerini de boşaltacağını taahhüt eden anlaşmaya imza atmıştı.
“MİLLETİN GURURU OLDU”
Akar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliği, teşviki ve desteğiyle çıkılan yolda, savunma sanayisinin her alanında olduğu gibi havacılık sektöründe de önemli adımlar atıldığını ve büyük başarılar elde edildiğini dile getirdi.
Havacılık ve uzay sanayisinde Türkiye’nin öncü kuruluşu olan ve TSK’nin ihtiyaçlarını karşılayan TUSAŞ’ın özellikle son yıllarda gerçekleştirdiği atılımlara işaret eden Akar, diğer yerli savunma sanayisi şirketleriyle dünyanın en büyük 100 savunma firması arasında yer alarak milletin gururu olduğunu vurguladı.
“GÖKBEY’İN SERİ ÜRETİMİNİ HEYECANLA BEKLİYORUZ”
Geçen yıl, TEİ’yi ziyaret ederek yerli ve milli helikopter motorunun ilk testlerinin başarıyla geçtiğine şahit olduğunu anımsatan Akar, “Aradan geçen süre zarfında geldiğimiz noktada, bu güzide firmamızın gerçekten büyük bir başarı hikayesi yazdığına yine hep birlikte bugün şahitlik ediyoruz. Motor entegre ve sertifikasyon çalışmalarını müteakip genel maksat helikopterimiz GÖKBEY’in önümüzdeki dönemde seri üretiminin başlamasını da büyük bir heyecanla bekliyoruz.” diye konuştu.
“BAŞARININ VARIŞ NOKTASI YOKTUR”
“Başarı bir yolculuktur, bunun bir varış noktası yoktur” inancıyla katedilmesi gereken daha çok mesafe olduğunun altını çizen Akar, “Bu bilinçle çalışan TUSAŞ’ın aynı şekilde Milli Muharip Savaş Uçağı projesinde de büyük başarılar elde edeceğine, ülkemizin ve milletimizin gurur kaynağı olmaya devam edeceğine ve silahlı kuvvetlerimizin acil ihtiyaçlarını bu yönde de karşılayacaklarına tüm kalbimle inanıyorum.” ifadesini kullandıSAHADAKİ BAŞARILAR
Akar, değişen teknolojiyle savunma ve güvenlik yaklaşımlarının da sürekli değiştiğini belirterek şunları söyledi:
“Fedakarlık ve kahramanlık bir ordunun temel vasıflarıdır. Ancak bunlar, tek başına yeterli değildir. Zira bu vasıflara haiz bir ordunun en önemli ihtiyacı, her an ve her koşulda kullanabileceği ve böylece personele moral, motivasyon ve öz güven üstünlüğü kazandıracağı silah sistemlerine araç gereç ve mühimmata da sahip olması gereklidir.
Bu bakımdan, yerli ve milli silah sistemlerimizin ordumuza kazandırdığı moral, motivasyon ve öz güven, asla göz ardı edilmemelidir. Bugün TSK, yerli ve milli imkanlarla üretilen harp silah, araç, gereç ve mühimmatı kahraman ve fedakar personeliyle buluşturarak, bizzat uygulama alanında, yani sahada büyük başarılar elde etmiştir ve etmektedir.”
“SAVUNMA, MEMLEKET MESELESİDİR”
Yaşanan gelişmeler ve coğrafya şartları yerli ve milli savunma sanayinin bir tercih değil, bir zorunluluk olduğunu gösterdiğini aktaran Bakan Akar, “Bizler için savunma, güvenlik, her şeyin ötesinde millet, memleket ve devlet meselesidir.” dedi.
Bakan Akar, güçlü savunma sanayisine de vurgu yaparak şöyle devam etti:
“Güçlü savunma sanayisi, güçlü ordu için Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde gece gündüz demeden kamu, özel sektör, vakıf şirketleri ve üniversitelerimizle birlikte omuz omuza, yüksek bir motivasyonla çalışmaya, üretmeye ve geliştirmeye devam ediyoruz. Çok iyi biliyoruz ki küresel pazarda rekabet edebilecek ürünleri geliştirebilmek için gereken teknoloji ve inovasyon faaliyetleri, firmaların artık tek başına kendi imkanları ile başarabilecekleri bir seviyenin çok ötesine geçmiş durumdadır.
Bu nedenle dünyada şirketler ya güçlü iş birliği modeli geliştirmekte veya ortaklıklar kurarak zamanın ruhuna ayak uydurmaya çalışmaktadır. Bizler de bunun bir gereği olarak özel sektörle iş birliğini de içeren çeşitli çalışma modelleri geliştiriyoruz. Bu şekilde Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçlarını olabildiğince süratle karşılamaya çalışıyoruz.”
“ÖZEL SEKTÖR DİNAMİZMİ OLMASAYDI…”
Akar, belirli alanlarda özel sektör ile çalışmayı, özel sektörün dinamizminden istifade etmeyi zaruret, şart ve milli bir gereklilik olarak nitelendirerek, “Özel sektör dinamizmi olmasaydı İHA/SİHA ve diğer birçok ürünü yapamazdık. Binlerce yıllık şanlı tarihimizden süzülüp gelen milli ve manevi değerlerimizin bir şekilde korunmasında çok ciddi sıkıntılar yaşayabilirdik.” diye konuştu.
Bakan Akar, şunları kaydetti:
“Sonuç olarak TSK, aklın ve bilimin ışığında, anayasa çerçevesinde, yasalar ve Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifleri doğrultusunda, sıralı amir ve komutanların emir ve komutasında, milletinin emrinde görevinin başında olan bizler, bundan sonra da yüksek teknoloji ürünü yerli ve milli silah sistemleriyle teçhiz edilmiş şekilde daha güçlü olarak milletine hizmet etmeye devam edecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
Bu vesileyle kahraman ordumuz hudutlarımızda, sınır ötesinde ve yedi iklim, üç kıtada ülkemizin güvenliği ile hak, alaka ve menfaatlerini koruma mücadelesi verirken; sevgisi, güveni ve duasından güç aldığımız, bizlere daima destek olan asil milletimize şükranlarımı sunuyorum. Yine TSK’nin fedakarlık ve kahramanlıkla verdiği bu mücadelede ihtiyaç duyduğu silah sistemlerinin ve mühimmatın yerli ve milli imkanlarla üretilmesinde bizlere liderlik yapan, yolumuzu aydınlatan Sayın Cumhurbaşkanımıza, bu yolda alın teri döken, emeği geçen herkese ayrıca şükranlarımı sunuyorum.”