SAHTE İMZALARLA KURULDUĞU İDDİA EDİLEN PARTİ; YENİ YÜZYIL PARTİSİ

30 Eylül, 10:21

Bu yazı, Türkiye Cumhuriyeti resmi makamlarına özellikle de Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı’na suç duyurusu olması amaçlı yazılmıştır.

HASAN BARIN

 

 

Bu yazı, Türkiye Cumhuriyeti resmi makamlarına özellikle de Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı’na suç duyurusu olması amaçlı yazılmıştır.

Hasan Barın yazıyorsa kesin bilgisi, belgesi, şahidi olmadan yazmaz ve Türkiye dışındaki güvenilirliğini bir kuruş kazanmadan 600’ü geçkin yazısıyla almıştır.

Bir kelimeme yalan diyemeyenler, iki buçuk sene önce yazmış olmama ve ikinci yazımda da hiç görmediğim  Mehmet Ali Arslan ve çevresiyle en ufak bağlantı, resim, belge  gösterilsin şerefsizim, peki siz ispatlayamazsanız nesiniz dememe rağmen, yazımın yayınlandığı gazeteleri arayıp beni kendilerindenmiş  algısını yaratıp beni iyi tanıyanlara beni anlatmaya; tanımayan çevrelerinde yazdıklarımın tartışılmasını engellemeye çalışıp akılları sıra savunma yapıyorlar.

Bu arada, sözde devletin kabine toplantılarının videoları ve resimleri de bana geldi; dikkatlice baktım artık nereye saklanmışsam çok aramama rağmen bir türlü kendimi göremedim!

Gene diyorum, Devletlerime anında haber ulaştırmak için; onları haklı çıkarıp orada olmak isterdim.
Kısaca verdiğim bu cevaptan sonra yavaştan hızlıca doğru konulara ilerleyelim.

Bunlar, erken kayıtta indirim imkanı sunduklarını belirterek üniversitelerinin reklamını yapsalar da;
Yazılarımı okudunuz, o yazılardan sonra;
Rektörümüz dedikleri Ali Bilgin Göyçe Zengezur Üniversitesi diye bir üniversite yok ve imzam taklit edilmiş ediliyor diye whastabıma yazdı yayınladım, Ankara Savcılığı’na da dava açtı.

Mardin Kızıltepe’de dava açıldı. (Yazımın esas konusu)

Ankara’da aylar önce yazdıklarım ve nitelikli dolandırıcılık ve  daha ötesi iddiaları içeren ile ilgili açılmış dava devam ediyor.

Şahsım da, şu yazdığı yalan diyemeyen Mehmet Ali Arslan’ın, Ali Bilgin’in whatsabına şahsıma yazdığı hakaretlerden dolayı Mehmet Ali Arslan’a hakaret davası açtı.

Sadık Türk
Rodos Üniversitesi ne olup bittiğini Devlette biliyor dedikten sonra beni engelleyip Whatsappta yaptığımız konuşmalarımızı silip Whatsaptan kaçtı ve var doğru dediği Rodos üniversitesinin ile ilgili özene bezene hazırladığı bütün sitelerini suçu yakalanmış suçluluk psikolojisiyle delilleri yok etmek istercesine acele acele sildi. (Ben bunu yapacağını bildiğimden alacağımı zaten almıştım; bunlar çok doğrular ya şimdi gene baktım altı site de kapalı, isterseniz bana inanmayın, siz de Rodos Üniversitesi bakıp gözlerinizle görüp karar verin kim doğru söylüyor)
Taktir öncelikle Türkiye Cumhuriyeti Hukuku’na, sonra da size bırakıyorum.

Bu bilgilendirme ve açıklamaları size yapmaya gereklilik hissettikten sonra esas mevzuya gelelim;

Bu sahte üniversitelere yoğunlaşırken;
Azerbaycan’dan ve Türkiye’den birkaç kişiden Mehmet Ali Arslan’ın genel başkanlığını yaptığı Yeni Yüzyıl Partisi’nin de kuruluşunun sahte imzalarla Mehmet Ali Arslan’ın genel başkan seçildiği duyumunu aldım. Bunun diğer yazdıklarımdan  daha büyük sıkıntı olduğu, kişilerin haberi olmadan parti kurucusu olarak imzalarının atıldığı yönünde duyumlar aldım.

Mehmet Ali Arslan’ın çok ama çok yakınından birisinin verdiği bilgiye göre;
Mehmet Ali Arslan bu partiyi kuruyor ama İçişleri Bakanlığı, uzun yıllar hapis yattığından ve birçok sebepten çok kötü olumsuz adli sicile sahip olduğundan  Mehmet Ali Arslan’ın genel başkanlığını geri çeviriyor;  tekrar başvuru yapıyor İçişleri Bakanlığı gene geri çeviriyor.
Sonra birisi akıl vermiş olsa gerek, bir kaç aylığına birisini genel başkan olarak atıyor, sonra otuz kişi ile kongre yapıp genel başkan seçiliyor.
Bir şekilde kanuni olarak yapılması gereken yapıldığından İçişleri Bakanlığı Mehmet Ali Aslan’ın genel başkanlığını onaylıyor.
Şimdi buraya kadar olan kısmında bana doğru gelmese de kanuna bir şekilde uyulmuş olduğundan bu kadarlık kısmı uzatma gereği duymuyorum.

Bana kişilerin isimleri ve 20 kişinin bilgilerini içeren imza sirkülerinin resmi geldi önce tahsillerine baktım, 20 kişinin 7 tanesi ilkokul ve ortaokul mezunu, iki tanesi ilkokul mezunu bile değil, sadece okur yazar belgesi var.
Hiçbirinin mesleklerinin siyasetle yakından uzaktan alakası yok. Kimi ev hanımı, kimi emekli, hatta kuaför bile var. Mehmet Ali Arslan’ın akrabaları olduğu bilgisine ulaştığım beş kişinin soy isimleri de aynı.
Bunlar sadece 20 kişinin bulunduğu liste de,
Buraya kadar olanlarda çok büyük gariplik ama;

Kör göze gör diyen esas gariplikler imzaları görünce gözüme çarptı.

İnsanın, gözüne gözüne giren büyük gariplikler bundan sonra başlıyor;
Her toplantıdan sonra imza sirkülerine binlerce defa imza atan birisi olarak iyi bilirim;
Birisi imza attığında vücudun anatomik etkisinin ivmesinden kaynaklı  kağıt ister istemez sağa sola döner, diğerinin imzası diğer imzaya göre aynı paralellikte olmaz; kimisi dik atar kimisi yatay; herkesin de kişiliğini de ele verecek şekilde bir imza karakteri vardır dimi?
Ama bu sirkülerde imzaların hepsi yatay ip gibi dizilmiş aynı paralellikte ve hepsi de yatay duruyor.
Daha da ilginci ismin ve soyismin  ilk harflerinin büyük harflerle yazılıp bir iki çizgi sonrası hepsinin sonunda da ya aynı ya da benzer kuyruk var.
Belki yanlış duyuyorum ama, imzalar kulağıma eğilip bir tek elden çıktığını bas bas bağırıyor.
Ben gene de belki yanılıyorumdur diyerek
sirküleri bir kaç gazeteci arkadaşa gönderdim; görür görmez imzalar sahte dedi.
Artık emindim, üniversite derken partide de sahtecilik vardı.
Yukarıda yazdığım parti kurulma sürecini bana anlatan ve Mehmet Ali Arslan’ın yanında olan ismini veremeyeceğim (Mehmet Ali Arslan kimi kastettiğimi çok iyi biliyor) olayı anlatan hanımı aradım;
Bana anlat hele şu ayrıntıyı dedim.
Hanımın anlatıp ve Ankara’daki mahkemeye de suç duyurusunda bulunduğu olaya göre;
Mehmet Ali Arslan’ın genel başkanlığına İçişleri Bakanlığı ikinci defa red edilince 3-5 kişi kağıt üstünde dost akraba 37 kişiyi  topluyorlar, alıyorlar koskoca klasörleri tek tek imzaları atıp 37 kişi kongre yaptık imzalar var mı var diye İçişleri Bakanlığı’na verip Mehmet Ali Arslan’ı Yeni Yüzyıl Partisi Genel başkanı seçiveriyorlar. Onun dediğine göre 3-5 kişi hariç bu imzalardan kimsenin haberi yok.
Müjde amaçlı olsa gerek görüntüleri de ona atmışlar. Onun dediğine göre kongredeki sayıda imzası olan 37’den biraz daha az!
Kimler mi?
Mehmet Ali Arslan, eşi Gülseren Arslan ve Hasan Girgin ve Arslan’ı ve yakınlarını yakından tanıyan kişilerin savcılıkta şikayetlerinde belirttiği gibi sahte evraklar hazırlanırken dijital işleriyle uğraşan partinin MYK üyesi de olan, Muhammed Gümüş ve ayrıyeten bir iki kişi daha var.

Dediğim kongreye esas katılıp imza atanlar, sirkülerde imzası olan 37’den biraz daha az.

Bir zamanlar Osmanlı Teşkilatı Güneydoğu Bölge Başkan Yardımcılığı yapıp kendisinin soylediğine göre yolsuzlukları görüp istifa eden, Mardin Kızıltepe’de yaşayan TSK Emeklisi Hasan GİRGİN’i aradım ve sirkülerin resmini atıp;
“Komutanım, sizin isminizi göremedim şu imzaların sahiplerinden tanıdığınız var mı?” diye sordum.
Meğerse, gözlük numaram yeni değiştiğinden; gözüm yeni numaraya uyum sağlama sürecini tamamlayamamış olduğundan olsa gerek, görmemişim,
Hasan Girgin Komutanım;
“Benim burada imzam var, ama ben buraya imza atmadım, Ahmet Aslan’ın da imzası var ama o da katılmadı biliyorum, yarın da savcılığa suç duyurusunda bulunacağım” demesin mi?

Parti kuruluşunda kişilerden habersiz  atılan sahte imzalarla ilgili Ankara  Mahkemeye aylar önce verilmiş, ismini vermeyeceğim bir yerde daha verilecek. Yakında da Kızıltepe’de de verilecek.

Eğer iddialar doğruysa hukukun boşluklarından yararlanılarak,  İçişleri Bakanlığı dahil birçok kurumuyla da; Türkiye Cumhuriyeti ve kanunları ile de dalga geçiliyor.

Mahkemelere de düşen bu iddialar doğruysa;
Siz ne düşünürsünüz bilmem de,
ama ben iyi niyetli düşünüyorum;
Kongre imza sirkülerinde olan kişilere kongre yerine çağırmaya  zahmet vermemek amaçlı onların yerine imza atıvermişler.
Bence.
Keşke, katılmam gereken toplantılara gelmeyip evde yatsam da müdürüm de benim yerime imza atsa!

Umarım hukuk ta, benim gibi iyi niyetli düşünür.

Azerbaycan’ın yasa dışı saydığı Azerbaycan kolunu çökerttigi devlet;
Bizzat imza sahibi oldukları iddia edilen kişilerin ben imza atmadım bu benim imzam değil diye  mahkemeye verdiği sahte imzalarla kurulan üniversiteler;
Sahte imzalarla oluşturduğu iddia edilen ki, ilk bakışta bu intibayı veren imzalarla oluşturulan parti genel başkanlığı;

Makaleyi daha fazla uzatmamak amaçlı yazmayıp diğer yazıma bıraktığım; bizzat yaşayanların iddia ettiklerini, yaşadıklarını belgelerle ispatlamaya çalıştığı, duyup belgesini görünce beynimin yandığı  özellikle yazılarımdan sonra mahkemelere düşen daha ne sahtecilik iddiaları var.

Artık Kendimi o kadar şüpheci ve paranoyak buluyorum ki;
Birisi bana sen de sahtesin dese; haklı olabilir deyip, doğum raporumu bulup üzerindeki imzayı klimatolojiye gönderip kontrol ettireceğim.

Sahi ya ben de mi sahteyim?

Ben doğum raporumu bulup imzasını kontrol ettirip paranoyaklığım geçinceye kadar;

Sizler, sağlık, huzur ve  saygıyla kalın!

Son bir paragraf;

Gelecek yazıya giriş olsun diye sadece şu kadarını söyleyeyim;
Mehmet Ali Arslan kendine MİT ajanıyım diyormuş, Ajan olan ajan kendine ajanım demez o ayrı da;
madem ki ajan, ajan ajanı tanır; yıllardır bana onunla ilgili her türlü haber ve belgeyi anında ulaştıran en yakınındaki  ajanlara benden selam söylesin!

Hasan BARIN
Tarihçi Araştırmacı Gazeteci Yazar